Uçan 1 ve Uçan 2 Şelaleleri - Antalya

Uçan 1 ve Uçan 2 Şelaleleri

Alanya / Antalya bölgesinde görülmeye değer olan başka yerler ararken, İzmir'deki bir ikinci el kitap satıcısında eskice bir dergi bulduk. Antalya yakınlarında yer alan Uçan Şelalesi'ne ilişkin birtakım bilgiler veriliyordu bu dergide. 

Araştırmalarımızı derinleştirdiğimizde, bu şelaleler hakkında yalnızca çok az sayıda yayının mevcut olduğunu çabucak anladık (bir değil iki tane şelale varmış meğer: Uçan 1 ve Uçan 2). Merakımız iyice uyanmıştı ve oraya gitme kararını almamız fazla sürmedi. 

D400 otoyolu üzerinden Antalya yönünde ilerledik ve Serik'ten hemen önce, Sillyon levhasının bulunduğu yerden sağa saptık. Bu antik şehir de günü birlik bir gezi için görülmeye değer bir yer kuşkusuz. Bunda, girişin ücretsiz oluşu da önemli bir rol oynuyor tabii. Ancak burada sağlam yollar veya açıklayıcı bilgiler yok pek. Köyün bir bayan sakini, Sillyon'a zaten çok az sayıda ziyaretçinin geldiğini anlattı bize.

Sillyon'dan sonra defalarca yol sormamız gerekti, çünkü şelalenin yakınındaki Akçapınar köyünü gösteren hiçbir levha yok. Şelalenin kendisini gösteren levhalarıysa hiç aramamak lazım. Yolda bize anlatıldığına göre, Kozan tarafından gelindiğinde doğrudan şelaleye çıkılıyormuş. Ancak bu durumda sadece şelalenin üstten görünüşü açılıyor insana. Bu ise bizim amacımıza uygun değil. Dolayısıyla Akçapınar köyünden geçerek ormana doğru sürdük aracımızı. Kafamızda kocaman bir soru işareti belirdiğinde de, iki kilometre sonra durup geri dönmeye karar verdik.
Cadde aslında sadece hafif stabilize bir tarla yoluydu ve iniş çıkışlıydı. Köye döndüğümüzde öğrendiğimize göre, seçmiş olduğumuz yol gerçekten de doğru yolmuş. Sadece sekiz kilometre daha gitmemiz gerekiyormuş. Buyurun ikinci denemeye! Ey arabam! Bir arazi aracı olduğunu hayal et! Ve hadi bakalım!

Harikulade güzellikteki, karışık ağaç türlerinin bulunduğu bir çam ormanıyla, bir derenin üzerinde kurulu bulunan bir köprüden geçtikten ve tekerleklerle birkaç kez daha etrafa taş sıçrattıktan sonra, bir dere boyuna geldik ve şelalenin hışırtısı artmaya başladı. Ova birdenbire çıktı karşımıza. Muhteşem mavilikteki suları olan, içinde yüzülebilir türden birkaç tane gölle karşılaştık. Ve gerçekten de, 62 metre yüksekliğinde dikkate şayan bir şelale vardı orada. Aracı park ettik ve Uçan 1 Şelalesi'ne doğru yaya olarak gittik. Şimdi küçük bir dinlenme tesisini ve göllerin kenarı ile şelalenin önündeki birtakım oturma yerlerini gördük. Şelaleden etrafa sıçrayan sular bayağı iyi geldi bize, çünkü hava oldukça ısınmıştı. Aşağıya inen su kütlelerini izlemek ve fotoğraflarını çekmek muhteşemdi. Işığın değişmesiyle ve akan suyun miktarın azalması ya da çoğalmasıyla birlikte, görünüm de tekrar tekrar farklılaşıyordu. Bizim haricimizde hemen hemen hiç ziyaretçi yoktu. Bu da bizi pek şaşırtmadı doğrusu. Bu arada Antalya'dan başlayan bir safari gezisi mevcut olup, bu turun kapsamında bu şelale de var.

Tesis çalışanlarına Uçan 2 Şelalesi'ni sorduk. Kısa bir yol tarifi verdiler bize. İlgi duyan ziyaretçilere bu bağlamda, yanlarında küçük bir katık çıkını bulundurmalarını ve kaliteli ayakkabılarla gelmelerini öneriyoruz. Yol oldukça dik bir şekilde devam ediyor ve yayan da kat edilebiliyor. Ancak oldukça taşlı bir yol bu (plaj terlikleri işe yaramaz burada).

Aralıksız olarak yarım saatlik bir tırmanış yaptıktan sonra, hızla akan suyun gümbürtüsü yeniden duyulur oldu. Ancak bu sefer, gitgide sıklaşan çalılıkların ve ağaçların arasından, küçük su birikintilerinin bulunduğu dere boyuna yaklaşmak gerekiyordu. Ve burada da yine, dere boyunu aşıp şelalenin önündeki göle geldiğimizde, muhteşem bir görüntü çıktı karşımıza. Bu kadar doğal, harikulade güzellikteki bir yeri daha önce pek görmedik doğrusu. Yansıyan ışığın renk cümbüşünü enikonu gözlemleyebilmek için, devasa kayalıkları seyretmeye koyulduk hemen. Uçan 2 Şelalesi, 78 metrelik düşüş mesafesiyle Uçan 1 Şelalesi'nden de yüksek ve bizim görüşümüze göre ondan çok daha güzel. Bu yeri tarif etmek, hemen hemen mümkün değil. Burasını insanın kendisinin görmesi gerekir. En azından bizim için kelimeler kifayetsiz kalıyor.

Geri dönüş yolundaki sohbetimizin konusunu, daha uzun süre boyunca bu iki şelale oluşturdu. Karmaşık ulaşıma rağmen, görülmesi kesinlikle değer olan bir hedef burası. Size bol eğlenceler!

Yaşam | Outdoor

Türkiye

Seyahat

Kültür