Gazipaşa Sahili ve Plajlar

Gazipaşa Sahili ve Plajlar

Gazipaşa'da temiz hava için uzaklara gitmeye gerek yok aslında. Deniz kenarında, ilçe merkezinde de hava da temiz doğa da. Çünkü burada havayı ve çevreyi kirletecek hiçbir şey yok. Bacalarından kara dumanlar, zararlı gazlar püskürten, çevreye, insana ve doğaya zarar verecek atıklar bırakan sanayi yok. Denizi kirletecek aşırı yapılaşma da yok. 

Denizden esen yosun kokulu rüzgârlar ile ilçenin sırtını yasladığı dağlardan kopup gelen çam kokulu hava buluşuyor. Bazen biri, bazen diğeri baskın çıkıyor. Tam kıvamında bir iklim oluşuyor.

Halil Limanı ile “Merhaba Gazipaşa !” 

Alanya ile Gazipaşa ilçelerini bir antik liman ayırıyor. Antik Çağ’ın limanı bugün denize girilen güzel bir koy olarak değerlendiriliyor. Denize uzanan küçük bir burunun iki yanında iki plaj var. Halil Limanı diye bilinen kumsallı plajın üzerinde yükselen burundaki yapı kalıntısı ilk bakışta kaleyi andırıyor ama bu bir kilise kalıntısı aslında. İotape kentinin asıl kalıntıları yolun kara tarafında kalıyor.

Bu burundan Gazipaşa sahilinin büyük bir bölümünü görmek mümkün oluyor. Denizin temizliği, kumsalların uzunluğu ve sükûnet hemen dikkati çekiyor.

Selinus ve Koru Plajları

Gazipaşa’nın asıl büyük plajı kent içinden ayrılmış gidiş-geliş yolla ulaşılan Selinus Plajı. 2,5 km. uzunluğundaki plajın sol tarafındaki yükselti üzerinde ortaçağdan kalma bir kale ve aşağıdaki düzlükte Selinus antik kentinin kalıntıları var.

Dağlardan akıp gelen Hacı Musa Çayı düzlükte kıvrılarak kumsalın doğu ucundan denize dökülüyor. Tatlı su balıklarının bulunduğu derenin iki yanını salkımsöğütler ve diğer ağaçlar süslüyor. 

Gazipaşa’da çok sayıda akarsu var. Su kaynaklarındaki azalma yanında tarımsal sulamada kullanıldığı için birçoğunun suyu yazın denize kadar ulaşamıyor. Dere yatakları kuruyor. Tamamen kurumayan akarsulardan birisi Hacı Musa Çayı.

Derenin denize yakın kısımları da kefal, levrek gibi deniz balıklarının beslenmeleri için için elverişli bir ortam oluşturuyor. Bu balıklar yumurtlamak için denize dönerken olta avcılarının hayallerini süsleyerek yolculuklarını tamamlarlar. Denizde yumurtadan çıkan yavrular beslenmek için tatlı su ağzına dönerler ve işte canlılık tamda orda başlar. Küçük balığı büyük balığın yuttuğu yarışta oltacılar da son sırada sıranan kendilerine gelmesini beklerler.Çay yat limanı yapılmadan önce balıkçı kayıklarının da demirleme yeri olarak değerlendiriliyordu.

Selinus Plajı

Selinus Plajı ise ilçedeki plajı antik kentin adıyla anılıyor. Uzun ve nitelikli kumsallı plajın genişliği 150 metreyi buluyor.
Plajın bir ucunda yeni yapılan Yat Limanı, diğer yanında fazla derinliği olmayan ama oldukça büyük bir mağara var. Mağaranın bulunduğu tepe oldukça dik bir yükseltiden oluşuyor.Dağcılar için oldukça zevkli bir tırmanma alanı olarak değerlendirilebilecek bu yamaç,tırmanış meraklısını bekliyor sessizce. Sahilden ulaşılamayan, batı yönünden ayrı bir yolla ulaşılabilen tepede antik kalıntılar görülebiliyor. Buradan plajın ve çevresinin görüntüsü de panoramik.

Plajda bile muz bahçesi

Gazipaşa muzun insan hayatındaki yerinin önemini anlamak için de iyi bir örnek var. Plajın bir ucunda kıyıya yakın bir muz bahçesi var. Gazipaşalılar muz yetiştirilmesine uygun bir karış yeri bile boş bırakmıyorlar.

Plaja giriş ücretsiz. Belediye’nin düzenlediği tesislerde ise küçük konaklama yerleri ile yüzme havuzları, lokantalar ve kafeler bulunuyor.

Uzun kumsal en yoğun sezonda bile herkesin rahatça güneşlenmesine ve denize girmesine olanak sağlıyor. 

Belediye tesisleri yanında çevredeki oteller de şemsiye ve şezlong gibi ihtiyaçları karşılayan küçük istasyonlar oluşturarak müşterilerine hizmet veriyorlar. 

Kumunun güzelliği ile ünlü plajda günbatımı manzarası da etkileyici. Geceleri, hele dolunayda kumsalda oturup sohbet etmek de ayrı bir keyif. Otellerin de büyük bir bölümü bu plajların yakınında yer alıyor. 

Doğal klima: Kızılin Mağarası

Selinus Plajı’nın kuzey-batı bitiminde dik bir kayalığın altında kocaman ağızlı bir mağara var. Fazla derinliği olmayan sahildeki bu büyük mağara oluşumuna yöre halkı arasında “Isınma Kayası” da deniliyor. Mağaranın bulunduğu kızıl renkli dik kaya doğuşundan batışına kadar sürekli güneş alıyor. Gündüz saatlerinde güneşten korunmak için içine girip gölgesinden yararlananlar oluyor. Güneş batıp da sıcak azalınca da bu kayalar bir klima görevi yapıyor. Gün boyu güneşten topladığı ısıyı çevresine yayıyor. 

Gün boyu denizden çıkmayan ve artık akşamüzeri üşümekten çeneleri takırdamaya başlayan çocuklar bu kayalığın önünde ısınmaya bayılıyorlar. Büyüklerin denemesinde de bir sakınca yok elbette.

Koru Doğal Havuzları ve Plajı

Koru Doğal Havuzları doğanın oluşturduğu insan elinin de biraz şekillendirdiği ilgi çekici bir yer. Yörede “yalı taşı” denilen ilginç kayalar akarsuların getirdiği doğal çimento maddesi ile taşın birleşip donmasıyla oluşuyor. 

Tabakalar halinde sent kayalar biçimindeki bu taşlar yakın zamana kadar kahve çekilen küçük el değirmenlerinden buğday öğütülen büyük değirmenlere kadar değirmentaşı yapımında kullanılıyordu. Yapıların da köşe bağlantılarına konuluyordu. 

Kent içindeki eski mahallelerdeki gezi sırasında eski evlerde bu taşı görebiliyoruz. 

Aynı zamanda doğal arıtma tesisi işlevi de gören çukurluklarda deniz suyu birikiyor, dalga olmadığı zamanlarda denizle bağı geçici olarak kopan küçük havuzcukların suyu da iyice ısınıyor ve çocuklar için eğlenceli oyun havuzuna dönüşüyor. Denizin bu kayalıklara ve havuzlara dalga ile gelip dönen suyunun da yabancı maddelerden temizlenmesini sağlıyor. Gazipaşa sahillerinde denizin temizliğine ayrıca bir katkıda bulunmuş oluyor.

Kayaların üzerinde gezinmek ve bu ilgi çekici doğa oluşumunu yakından görmek için ayakkabıları çıkarıp paçaları sıvamak yetiyor. Birde kendilerini suya bırakarak bunun tadını daha fazla çıkarıyorlar elbette. 

Kayalar arasındaki sığlık sularda küçük balıklar da oluyor. Çocuklar için bir küçük olta ile eğlenme olanağı da var.

Yaşam | Outdoor

Türkiye

Seyahat

Kültür