Hükümetimiz Kendini Halktan Malesef ki Çok Üstün Görüyor

Olayların bu kadar ciddi boyutta patlak verdiğini algıladığımda iç savaş çıktığını zannetmiş ve etrafımdaki bütün arkadaşlarımı arayarak dikkatli olmalarını özellikle bayanların geri durmalarını rica etmiştim. Çünkü ben bunu cidden bir savaş sanmıştım ve olası bir durumda yaralıları iyileştirmesi için savaşlarda olduğu gibi en büyük rolün bayanlara düşeceğinin bilincindeydim.

Sosyal medyadan gördüğüm polisin terör içinde halka saldırmasını, hükümet yandaşlarının polisi önüne alarak halka saldırmasını dehşet içinde izlemiş ve içime büyük bir kin ve nefret duygusu yerleşmişti. Nasıl olurda polis ve halk karşı karşıya gelebilirdi aklım bunu almıyordu bir türlü. Bütün planlamaları ve organizasyonu yapıp savunmasız olan halkı bir şekilde korumamız gerektiğine inandım ve yola çıktım.
Olay yerine varmak istediğimde TÜRK POLİS’ i İzmir – Konak itibariyle araç geçişlerini yasaklamıştı, Pasaport’ a kadar yürüdüm ve Pasaport itibariyle genzimi ve gözlerimi yakan bir hava ile karşılaşmıştım. Montrö meydanına vardığımda durum gerçekten vahim gözüküyordu.
Binlerce kişi polisin üzerine yürümeye çalışıyordu ! Peki neden ?! Bir kaç muhabbete kulak kabarttığımda polis Gündoğdu meydanına yaklaşarak direnişçilere zarar vermek istiyordu bizde Montrö meydanında polisin önünü kesiyorduk, ilk başta bana mantıklı geldiysede sonradan işin şekli çirkinleşti ve değişti. Halk polisin üzerine yürümeye ve çevreye zarar vererek polisin önüne barikat kurmaya çalışıyordu, polis kendilerine çok yaklaşılmadığı sürece hiç bir tepki vermiyor öyle bekliyordu. Topluluk, grup içindeki 5-10 kişinin lafına göre hareket ediyordu, peki bu kişiler doğru kişilermiydi acaba ? Amaç barikatı biraz daha ileri çekerek polisin yaklaşmasını engellemekti, bende herkesin bir anlık coşmasıyla bir barikatı kaptığım gibi gaz bombasının içine kadar sürükledim ve arkamı döndüğümde kimsenin benimle birlikte olmadığını gördüm ve yaptığımdan utandım. Gaz bombasının verdiği acının tarifi anlatılamaz !!! Ama bundan çok bana acı veren şey kendimi hiç bu kadar kullanılmış hissetmemiş olmamdı, hani neredeydi o halka coşkuyu veren ileri gelen AKILLILAR, ben ileri giderken nasıl olurda geri kaçıyorlardı beni nasıl yanlız bırakabildiler orada. Ben oraya halkımı zararlı insanlardan korumak için gitmemişmiydim?!?! O an fark ettim ki halkı polis dayağından değil halkı halkın beynine zararlı şeyleri yerleştiren kişilerden korumamız gerekiyordu. Olaylar amacının çok dışına çıkmıştı ve buna alet olduğum için kendimden utanç duyuyordum. Ben bir TÜRK genciydim, aklımla hareket etmek yerine provakatörlere uymuş olmamalıydım. Hemen geri çekilmeye karar verdim ancak geride çekilebilmek mümkün değildir, polis dört bir yandan etrafımızı sarmıştı her yerden gaz bombaları atılıyor bundan etkilenenlere gönüllü sağlık ekipleri müdahale ediyordu, hemde binlerce kişiyi toplasanız 100 tane polis ve 4 tane TOMA çok büyük rahatlıkla geri püskürtebiliyordu. Olay yerinden uzaklaşabilmemiz hiç kolay olmasada bunu başarmıştık.

Cumhuriyet meydanına doğru ilerledik, yorgunluktan acıyan bacaklarımı hissettim ve kendimi çimenlerin üzerine atarak gökyüzüne baktım, ne yapmak gerekiyordu, neden olaylar bu kadar çirkinleşmişti. Sonra olay anında yaşadıklarım gözümün önüne geldi. Hatalı da olsa bir eylem yapıldı ve orada bir çok insan zarar gördü, yine de hepsi birbirine kilitliydi herkes birbirine yardım ediyor elinden tutuyordu. Kendimi zorlayıp olay anını gözümün önüne getirdiğimde beni orada yanlız bırakanlar TÜRK genci değildi, aksine ben biber gazından öleceğimi sandığımda beni tutup karga tulumba içlerine almış etrafımda çember oluşturmuş ve beni tedavi etmişlerdi, benim arkamdan kaçanlar oradaki TÜRK gençlerini amaçsızca saldırıya yönlendiren provokatörlerdi.

Evime doğru yürümeye başladığımda Pasaport tarafında koşuşturma oldu “POLİS BİZİ COPLUYOR” diye bağırıyorlardı, bende hiç yolumu değiştirmeden dümdüz devam ettim ve bana bir tane bir cop vurmadılar, ama öğrenmem gerekiyordu neden copluyorlardı gençleri durduk yere ?! Bir polisin yanına yanaştım ve sordum “SİZİ BU KADAR KIZDIRAN ŞEY NEDİR ? NEDEN COPLADINIZ AZ ÖNCEKİ GENÇLERİ ?” diye soru yönelttiğimde aldığım yanıt tüyler ürperticiydi !!! “KARDEŞİM YERDEKİ ŞEYE BAKAR MISIN ? (YERDE DEMİR ÇUBUKLAR VARDI), BİZE BUNUNLA  VURUP UZAKTANDA TAŞLADILAR NE YAPSAYDIK” diye yanıt aldım. Evet beni niye coplamadılar diye düşünürken korkmadan yanına yaklaştığım zarar vermediğim TÜRK polisinden gerekli yanıtı almıştım.

Biraz daha ilerlediğimde Konak Meydanında elinde sopalar ile halka saldıran AKP lileri gördüğümde kaçmam gerektiğine karar verdim, AKP li olduklarını nereden biliyorsun diye düşüneceksiniz, hepsi bir minibüsün içinden indiler ve indikleri arabanın içi AKP logolarıyla doluydu. Ellerinde telsiz yoktu, başında şapka yoktu, bellerine iyice baktığımda pantolonlarında ve gömleklerinde tabanca kabartısı yoktu ve bir kaç kişinin ayağında terlik vardı.

Artık evime dönmüştüm.
Aslında olması gereken çok basitti. Başbakanımız birden çok hata yaptı ve halkın sabrını taşırdı. Bu ülkenin insanları diktatörlükle yönetilemez, televizyonda halkın %50 sini dışarı çıkmamaları için zor tutuyoruz diye açıklama yapmak yerine halkın gönlünü alıp arda kalan %50 sinide arkana alıp %100 ile dünyaya kafa tutmak varken TÜRK’ ÜN GERÇEK GÜCÜNÜ KÜÇÜMSEMENİN ANLAMI NE ? Senin arkadandaki %50 lik kesim gerçek kesim mi ve BİZ TÜRKLER GİBİ GÜÇLÜ MÜ GERÇEKTEN ARKANDAKİ %50, TABİ Kİ DE TÜRK DİYORSANIZ SAYIN BAŞBAKANIM TÜRKÜ TÜRK İLE TEHDİT EDEMEZSİN BUNU ANLATAMADIK MI ? SENİN ARKADAKİ %50 LİK KESİM TÜRKSE BİZ NEYİZ BİZE NE DEMEK İSTİYORSUN ?

Kısacası ben olan olayların hatalı geliştiğini düşünüyorum ama bunca hataya rağmen (zaten daha sonrasında halkta uyanıp provasyonlara uymayın diye çağrıda bulundu) birbirine bu kadar kilitlenebilen, bu kadar destek olabilen bir gücün dünya üzerinde var olduğuna inanmıyorum.
Şu açıdan da düşünüyor ve kendimi başbakanın yerine koyuyorum. Milyonlarca kişi sokağa dökülüp sadece tabak çanağa vurarak protesto etseydi beni umurumda olur muydu ? Ben Recep Tayyip Erdoğan olsaydım umurumda olmazdı ama ben BEN olarak o koltukta halkım için görev başında olsaydım 100 kişinin sesi bile benim içimi yakardı.

BU YÜZDEN BENDE İYİ Kİ BU HATAYI YAPMIŞIM DİYEBİLİYORUM YOKSA TÜRK HALKININ GÜCÜNÜ BAŞKA ŞEKİLDE DUYURAMAZDIK ÇÜNKÜ HÜKÜMETİMİZ KENDİNİ HALKTAN MALESEF Kİ ÇOK ÜSTÜN GÖRÜYOR.

Yaşam | Outdoor

Türkiye

Seyahat

Kültür