Kaleici Antalya - Harika Eski Kent

Harika Eski Kent

Antalya'da görülmesi gereken yerlerden biri güzelliği ile göz kamaştıran eski kenttir. Bu yer dar pazar alanından geçtikten sonra saat kulesinin ardından gelen Tekeli Mehmet Paşa camii yakınlarındaki Kesik Minare’dir. Bu yer eski devirlerde Bizans kilisesinden camii haline dönüştürülmüştür.

Bu alanın doğusunda yer alan bu eski kentte Helenistik Roma zamanından kalma kalıntı duvarlar yer almaktadır. Burada yer alan Hadrian Kapısı milattan sonra 130 yılında Roma Kralı Hadrian’ın ziyareti esnasında yaptırılmıştır. Bu kapılar mermerlerle süslenmiştir. Kapıların dışa açılan kısımları mücevherlerle süslenmiştir.

Eski kent minare yanından geçen dar bir yoldan aşağıya doğru iniş ile tarihe giriş bölgesine başlangıç yapıyorsunuz. Bu bölgeden aşağıya doğru inerken sağlı sollu halı dükkanları ve çay bahçeleri yer almaktadır. Muhteşem havası ve güneşi sizi bayağı bir yoracaktır. Ve ardından burada bulunan Restoranlara uğrayarak özel balık menülerini ve diğer menüleri tatma imkanı bulabileceksiniz.

Karatay Medresesi

Pazar meydanının birkaç adım ötesinde yer alan Karatay camii 1250 yılında Selçuklu veziri Karatay tarafından inşa edilmiştir.

Antalya İçi ve Çevresindeki Gezilecek Yerler

Şehir duvarının ve kapının doğusundan aşağıya doğru indiğinizde Atatürk caddesi karşınıza çıkmaktadır. Bu alanda cadde ikiye ayrılmaktadır. Devam eden yol direk olarak Belediye binasına çıkmaktadır. Bu alanın arkasında şehir parkı bulunmaktadır. Park alanı içerisinde yürüme alanları irili ufaklı havuzlar bulunmaktadır. Ayrıca kıyı boyunca uzanan Konyaaltı plajları da Antalya’ya ayrı bir güzellik katmaktadır. Tabiki piknik alanlarını ve harika eski kent Kaleiçi'ni unutmamak gerekir.

Antalya Ziyaretçilerinin Gözdesi

Güneyin başkenti konumundaki bu il Antalya körfezi boyunca devam etmektedir. Şehrin batı kısmında yüksekliği 3086 m. bulan sıra dağlar yer almaktadır. Sıra dağlar boyunca Antalya’nın çeşitli güzelliklerini görmeniz mümkündür. Ayrıca Antalya’da falez diye adlandırılan yükseklikleri 23 m. bulan uçuruma benzeyen dağ görünümü veren yükseltiler yer almaktadır. Şehrin ve yüksek dağların batı kısmında geniş bir şekilde uzantısı olan Konyaaltı plajları bulunmaktadır. Bu bölge turistler tarafından çok beğenilmektedir. Ayrıca o yüksek Toros dağları eteklerinde bir çok ürün (yaz meyveleri,şeftali,kaysı,incir,zeytin ve muz) yetiştirilmektedir. Ama en çok Antalya ve çevrisinde muz yetiştiriciliği yaygındır.Yeni yapılan liman sayesinde İzmir ve Mersin ile bağlantı kurulmaktadır. Antalya konumu itibari ile ılıman bir iklime sahip olup Ocak ayındaki ortalama sıcaklık 9 derece Temmuz ayında ise 28 derece daha artmaktadır. Ayrıca bu bölge o kadar güzel bir iklime sahiptir ki aynı anda hem karda kayak yaparken hem de aynı anda denizde yüzebiliyorsunuz. Deniz mevsimi Nisan ayından Ekim ayının sonuna kadar devam etmektedir.

Milattan önce 12yy’da Pamphylien krallığının gezgincisi burayı keşfetmiş ve daha sonra burasını krallıklarının başkenti haline getirmiştir. Milattan Önce 7yy’da Yunan gezgincileri buraya gelmişlerdir. Burada Lidyalılar ve Persler de yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Romalılar ve Antoichos arasında çıkan büyük savaştan sonra Kral II.Attalos Philadelphos (159-138) MÖ 2yy’da Attalie adını verdikleri bugünkü Antalya’yı kurmuşlardır. O zamanın krallarından Attaleia bu yerde krallığını kurmuş ve burasını başkent yapmıştır. Ayrıca o zamanlarda bu bölge Asya’ya açılan bir kapı olarak büyük bir önem taşımakta idi. Paulus beraberindeki Barnabas ve Marcus ile Attaliea’dan küçük Asya’ya gelmiştir (45-49 milattan önce). Ve orada Ataliea çok sağlam duvarlardan oluşan Hadrian kapısını inşa ettirmiştir. Daha sonrasında Bizanslılar şehrin yapımına devam etmişlerdir. 8. ve 9.yy’da Bizanslılar Arapların saldırılarına karşı ikinci bir kapı inşa etmişlerdir. (1147-1149) yılları arasında Attaliea Küçük Asya bölgesine kadar ilerleyerek Türklerin henüz yerleşmediği bölgelere kadar gelmişlerdir. Daha sonrasında VII. Ludwig Fransa’dan atları ile Antiochia’ya geçmişlerdir.

1207 yılında Selçuklu Sultanı I.Giyaseddin Kaichorev burayı fethetmiş ve ardından konaklamak üzere buraya yerleşmişdir. Selçuklular zamanında birbirinden güzel bir çok cami inşa edilmiş . Selçuklu döneminden sonra Hamidoğullarından I. Sultan Murat (1359-1389) burayı Osmanlı topraklarına katmıştır . Daha sonra buradaki limana bir çok gemi gelmiş ve buraları doldurmuşlardır . Osmanlılar zamanında Adalia ve Satalia olarak bilinen iki şehirdeki duvarları Hıristiyanlar,Müslümanlar ve diğer din mensubu insanlar için kapı haline getirmişlerdir. Bu kapılar her cuma günü 12:00 ile 13:00 saatleri arasında Hıristiyanların dini ayinleri sebebi ile kapalıdır.

Yaşam | Outdoor

Türkiye

Seyahat

Kültür